“Sayın Kültür ve Turizm Bakanı’nın, kurumumuz ve şahsıma yönelik sözlerine kendi üslubuyla yanıt vermek zorunda kaldığım için son derece üzgünüm…
Sektörel bir tartışmanın, kesimin hak etmediği bir düzeye gelmiş olması, dilek edeceğimiz bir durum değildir. Sektörel hususları tartışabilmek için bilgi sahibi olmak gerekir. Ama anlıyoruz ki, Sayın Bakan’ın bu konuda alması gereken çok yol var.
Sayın Bakan TÜRSAB’a “STK” demiş!
Sayın Bakan bunca yıl bakanlık yapmasına rağmen, STK’larla kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü ortasındaki farkı ayırt edemiyor. Turizmde on beş bin üyeli bir meslek örgütü olan TÜRSAB, dünya çapında bilinen ve örnek gösterilen en büyük turizm örgütüdür. Kamu kurumu niteliğindeki meslek birliğimizi değersizleştirme ve sıradanlaştırma çabasıyla derneklerle bir tutmak, şayet kasıtlı yapılmıyorsa, cahilliktir.
Yaptığı açıklama, Sayın Bakan’ın “kamu düzeni” kavramı hakkında bilgisinin kâfi olmadığını da gösteriyor. Dediği gibi TÜRSAB, kamu kurumu niteliğinde bir meslek birliği değil de STK olsaydı, yıllardır kurumun içinde mesai yapan Bakanlık Müfettişleri kurumu denetleyemezdi.
Sayın Bakan, “Mecbur olmasa kimse TÜRSAB’a üye olmaz” demiş!
Ticaret Odalarına, Barolara kısacası gibisi meslek örgütlerine üyelik kanun gereğidir. Tıpkı turizm tesislerinin Bakanlığımıza bağlı olmaları gibi…
Kendisine sormak lazım; şayet doküman alma zaruriliği olmasaydı, bir tek turizm tesisi Bakanlıktan evrak alır mıydı?
Sayın Bakan’a, dükkânı üzere çalıştırdığı TGA’ya ödeme yapmayı neden gönüllülük aslına bağlamadığını da ayrıyeten sormak gerekiyor!
Sayın Bakan “TÜRSAB kokuşmuş” demiş!
Bunca zorlama kontrollere karşın bizde bulamadığınız o “kötü kokular” temel sizin Bakanlık devrinizde şirketlerinize verdiğiniz tahsislerden ve sağladığınız avantajlardan kaynaklanıyor olabilir mi?
Açıkçası bu ölçüsüz ve nezaketsiz çıkışlarınızın neyin hazırlığı olduğunu, neyin işaret fişeği olduğunu merak ediyoruz. Anlaşılıyor ki, Sayın Bakan şahsi saplantısı olan TÜRSAB’ı bölme ve yok etme projesinden vazgeçmemiş ve yeni bir atağa hazırlanıyor.
Sayın Bakan, ısrarla şahsi husumetini devlet sorunu üzere sunmaya çalışıyor.
Şahsi husumetinden ötürü kurumumuz ile Bakanlığımızı karşı karşıya getirme konusundaki ısrarı sürüyor. Bizler tekraren ziyaret etmemize karşın kendisi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde TÜRSAB’ı bir sefer bile ziyaret etmemiş tek Turizm Bakanı’dır.
Sektörün başta vizyon olmak üzere tahlil bekleyen onlarca sorunu varken, devlette ve dalda tek bir kişi yok ki Sayın Bakan’ın TÜRSAB’a ve Liderine olan husumetini bilmesin!
Bakan olduğu günden bu yana, şahsi menfaati için kanunla kurulmuş meslek örgütüne düşmanlık yapıyor!
Tarihe bu türlü geçiyor!
Kamu gücünü kullanarak turizm bölümünü, Reklam gücünü kullanarak medya kesimini, Olağan artışı yansıtırken bile abartılan, rakiplerle hiç mukayese edilmeyen istatistiklerle hükümeti,şahsi ikbali için yanıltmaktan vazgeçmiyor.
Meselenin aslı şudur:
Sayın Bakan, TÜRSAB’ın iç turizmde kendi şirket ve markaları ile oluşturduğu monopole karşı, 15 bin seyahat acentasının hakkı için verdiği çabadan ve seyahat acentalarının varlığından rahatsızdır.
Bunca taarruza karşın birliğimizi bozamamanın öfkesi içinde, şahsi ticari işlerimize dahi dört koldan hukuksuzca akınlara kadar varan onca teşebbüsü sonuç vermeyince, işi 52 yıllık meslek birliğine “kokuşmuş” demeye kadar getirdi.
Bu vesileyle şunu bir defa daha hatırlatmak istiyorum: TÜRSAB, bölüm üzerinde oluşturduğunuz bu tahakküme boyun eğmeyecek, haksız rekabetiniz ve tekelinizle gayret etmeye devam edecek.
Sayın Bakan şunu bilmeli ki;
Biz turizmi memleket problemi olarak görüyor ve tenkitlerimizi bu doğrultuda yöneltiyoruz. Yanlışlara bu nedenle karşı çıkıyoruz.
Sayın Bakan, STK niteliğindeki otel derneklerini seviyor ve turizmin asıl temsilcisi olarak göstermeye çalışıyor. Zira onlar, büyük yatırımlarının, tesislerinin zirvesinde sallanan giyotin nedeniyle, her olumsuz tespitlerinde zirvelerine çöküldüğü için ve kendilerini savunacak meslek örgütüne sahip olmadıkları için hiçbir doğruyu lisana getiremiyorlar.
Ortak aklın yerine yalnızca kendi aklını koyan bir anlayışa karşı bildiklerimizi söylemeye, bölümün sesi olmaya, yanıltılmaya karşı doğruları ortaya koymaya devam edeceğiz.
Turizmde herkesin bildiği gerçekleri sağa sola çatarak kapatamazsın!
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, devlet aklının doğrunun yanında olacağına inanıyoruz.
Firuz Bağlıkaya
TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı
Kaynak : HaberTurizm.com