İnsanlık tarihindeki âlâ ve berbat kavramlarını ele alan ve Gazze’de İsrail’in zulmüne dikkati çeken yapıtın sanat direktörlüğünü Yıldız Çankaya üstlendi. Şov, Filistin’de yaşanan zulmü “kötülüğün ilanı” olarak ele alırken, klâsik halk dansları ve figüratif öykülerle izleyicilerde bu duruma karşı farkındalık oluşturmayı hedefliyor.
Topluluğun sanat yönetmeni Çankaya, yaptığı açıklamada, gösteriyi birinci kere Adana’da gerçekleşen Teknofest’te sahnelediklerini belirterek, “İyiyle berbatın savaşını daha sanatsal bir bakış açısıyla sahnelemek istedik. İçinde Gazze’ye dokunan, Gazze’yi bahis alan kısımlarımız var. Bu arbede tarihte başlıyor. Kabil ve Habil ile birinci cinayetle başlayan bir öykü. Berbatlığın doğuşundan günümüze devam eden ve şu anda da güzelle berbatın büyük, amansız gayretini anlatıyor. Türklerin her vakit mazlumun yanında yer aldığı, adalet dağıttığı hususlara da değiniyor.” dedi.
Oyunda kendisi için en dokunaklı kısmın Gazze’li çocukların çizdiği fotoğrafların gösterilmesi olduğunu söyleyen Çankaya, şunları kaydetti:
“Bu fotoğrafları Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığının yaptığı sergiden aldık. Onlarla irtibata geçtik ve bu fotoğrafları kullanmamıza müsaade verdiler. Dehşetten çocukların nutukları tutulup, konuşamadıkları için kendilerini fotoğraf yaparak tabir ettiklerini ve orada gördüğünüz acının tanım edilemeyeceğini düşünüyorum. Bu da küçücük bir dokunuşla o minicik kalpleri anmanın hürmet duruşu denilebilir. Dünyanın barışa ve sevgiye gereksinimi var. Dünyayı sevgi kurtaracak.”
Gösteriyi bir vakit tüneli olarak nitelendiren Çankaya, “İlk insan ve berbatın, kıskançlıktan doğuşuyla başlayan, fakat daha sonra Türk dünyasına değinen bir şov. Göçler var. Türklerin, tarih sahnesinde her vakit uygunun yanında yerini aldığı sahnelerimiz var. Daha sonra günümüze geliyor, bu arbedenin bugün de devam ettiğini görüyoruz. Türk dünyasının birleşmesiyle de bitiriyoruz.” sözlerini kullandı.
BİRÇOK BÖLGENİN HALK DANSLARI SAHNELENİYOR
Kültür Medeniyet Vakfı Genel Sanat Yönetmeni Serhat Kula ise Adana’da projenin beğeni toplamasının akabinde topluluğun gösteriyi repertuvarına kattığını aktararak, “Sağır Sultan, isminden de anlaşıldığı üzere bir bildiri veriyor. Düzgünlüğün ve berbatlığın Habil ve Kabil’den başlayarak günümüzde devam eden bir çarpışması, serencamı var. Bu çarpışma bugün Gazze’de de gözler önüne seriliyor. Bu şovda de halk dansları, birçok figüratif öykü ve bununla bir arada bir sinevizyon çalışması var. Sağır Sultan’ın bile duyduğu bu kötülük öyküsüne artık dur demek için sanat da burada bir kelam söylemek istiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada bu soruna ses veren her bölgenin, çığlığın, halk dansı figürünün şovda yer aldığını kaydeden Kula, kelamlarına şöyle devam etti:
“Bu figürlerin ortasına da ‘dabke’yi, Filistin’in klasik oyununu yerleştiriyoruz. Balkanlar’dan Kafkasya’ya Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerinden Avrupa’ya kadar birçok bölgenin halk dansları bir ortaya gelerek bir dayanışma ve beraberlik sahneleniyor. Dünyada sıkıntıların yaşandığı yani buhran devirlerini de temsil edecek kötülük öyküleri de işleniyor. Hasebiyle izleyici her berbatlığın akabinde bir uygunluk ve umudun geldiği bildirisini çok yanlışsız bir formda alabiliyor. İnşallah Gazze’de de Suriye’de yaşadığımız refah periyodu üzere, bir ortada olacağız ve bunları konuşacağız.” Dans gösterisi 28 Ocak 2025’te de AKM’de yine izleyiciyle buluşacak.
