Bu soruyla başlamadı mı hayatımızdaki pek çok sorgu, sual? Birey olma telaşlarımız, yaptığımız seçimler, yaşadığımız sancılar ve geçtiğimiz süreçler aslında bir varoluş çabası değil miydi? Ruhumuzun ve zihnimizin şekillendiği her an, yalnızca aldığımız kararlarla değil, kursağımızdan geçen her lokmanın da bizi biz yaptığı gerçeğiyle yüzleşiyoruz.
Yemeğin sadece beslenmekten öte bir anlam taşıdığını fark ettiğimiz noktada, soframıza gelen her şeyin bir emek, bir çaba ürünü olduğunu anlamak daha da kıymetli hale geliyor. Ev sıcaklığının verdiği huzurla, hem ruhu hem bedeni doyuran bir sofrada olmanın ne demek olduğunu düşündünüz mü hiç?
Eğer siz de benim gibi hem karnım hem ruhum doysun diyenlerdenseniz, hoş geldiniz. Sizi, İstanbul’un varoluşsal sancılarını çeken insanlarına Gaziantep yöresinin lezzet dolu mutfağını sunan bir mekandan bahsetmek istiyorum: Çiya Sofrası. Kendi yağında kavrulan bu şirin işletme, sıcak esnaf anlayışıyla lezzet şöleni sunmaya devam ediyor. Her tencerede kaynayan yemeğin hikayesi, her lokmanın ardındaki emeği hissettirerek, sizi doyurmakla kalmıyor, kendine hayran bırakarak uğurluyor.
Kadıköy’de olmanız için lezzet dolu bir neden arıyorsanız, Çiya Sofrasını muhakkak keşfetmelisiniz.
Yolunuzun buraya düşmesi dileğiyle…
Tuğçe SARIKAYA
tgcsrky@outlook.com