Haber : Edda Sönmez – Kamera: Mehmet Çalpar
(İSTANBUL) – Memleketler arası Antalya Sıhhat Turizmi ve Eğitimi Derneği (UASTED) Yönetim Kurulu Danışmanı ve The Prime Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Lideri Salih Kutluk, “Tahmini olarak saç ekiminde dünyada birincisiyiz. Aramalara baktığımız vakit en azından. İş manasında çok önemli bir atak yaptık son yıllarda. Obezite manasında da güzel sayılara sahibiz. Lakin doğal bu öteki alanlara da yayılması öbür hiç gündeme gelmeyen termal turizmin devreye alınması yahut hasta yaşlı bakımı sıhhat turizmi olarak kıymetlendirilmesi üzere kalemleri de faal hale getirdiğimizde muhtemelen 10 milyar dolar civarına birkaç yıl içerisinde gelebiliriz diye düşünüyorum. Ancak öncelikle merdiven altını halletmemiz gerekiyor” dedi.
Sağlık turizminin önde gelen temsilcileri çalıştayda bir ortaya geldi. Çalıştayda, “pandemi sonrasında 2.5 milyar doları aşan sıhhat turizmi gelirlerinin 10 milyar dolar maksadına ulaşması için bir yol haritası çıkaracağız” diyen Milletlerarası Antalya Sıhhat Turizmi ve Eğitimi Derneği (UASTED) Yönetim Kurulu Danışmanı ve The Prime Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Lideri Salih Kutluk, ANKA Haber Ajansına husus ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kutluk, şunları söyledi:
“Çalıştayımızın kıymeti aslında son günlerde önemli manada bir sıhhat turizminde daralma kelam konusu. Önümüze çıkan pürüzler var. Bu pürüzleri fark ettik. Süratli bir aksiyon alalım istedik. Birçok kamu kuruluşunu ilgilendiren birebir vakitte özel kesim de dikkat etmemiz gereken aslında birçok öge var. Biliyorsunuz merdiven altı dediğimiz kavram çok önemli manada revaçta şu anda bahis olarak. Merdiven altıyla nasıl çaba etmemiz gerekir? Nelerle çaba etmemiz gerekir? Bunları tespit edeceğiz. Amaçlarımızı belirlemeyi düşünüyoruz. Bu amaçları de hedefe giderken yolda koymamız gereken kimliğin nasıl bir amacı olması gerektiğini belirlemeye çalışacağız bu çalıştayda.
“Kalitemizi artırmazsak merdiven altıyla uğraşta sekteye uğrayacağız”
Çünkü bizim bir vizyonumuz var. Hani 2,5 milyar dolarlık bir dalın 10 milyar doları, sonra da 25 milyar dolara çıkartılması üzere bir Cumhurbaşkanlığımızın vermiş olduğu bir maksat var. Bu gayeye nasıl gideceğimiz konusunda aslında önümüze birtakım maniler çıkmaya başladı. Türkiye‘de iş yapmanın tahminen kültür gereği şöyle bir zahmetimiz da var merdiven altı manasında uğraşla de biraz yaşıyoruz. Türkiye‘de merdiven altı bilinenin dışında son vakitlerde 5 kata yakın klinik, hastane, sıhhat kuruluşu, acente var. Bu manada Sıhhat Turizmi yapan acente girişi kelam konusu oldu. Son iki yılda. Natürel bunların kalitesi tıpkı standartlarda değil. Milletlerarası Sıhhat Turizmi Yetki Evrakı olmayan kuruluşların, klinikmiş üzere hareket eden kuruluşlarını yapmış olduğu süreçlerin yurt dışında basında çok önemli manada antipropaganda olarak kullanılıyor olması. Bu Türkiye‘ye hasta girişinin azalmasına sebep. Lakin alışılmış kalitemizi artırmazsak bir formda merdiven altıyla çabada sekteye uğrayacağız. Bu hem devletimizin gelirleri, sayıları denetim edilebilmesi, siyaset üretebilmesi açısından bir sorun. Tıpkı vakitte bizim düzgün hizmet ve verdiğini bildiğimiz kuruluşların imajının da yurtdışında aslında haksız yere zedelenmesine yol açacak bir şeydir.
” Türkiye‘ye 1,5 milyondan fazla sıhhat turisti geliyor”
Bunun önüne geçmek için neler yapılabilir? Hangi kurumlar tarafından ne çeşit kontroller yapılmalı? Kontrollerin içeriği aslında biraz daha değer arz bu manada. Kontrollerin sıkılaştırılması hangi kurumlar tarafından yapılacağı kriterler olarak neler aranacak? Akreditasyonlarımız tam mı? Örneğin Memleketler arası Sıhhat Turizmi Yetki Belgesi. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen bir evrak. Bu olmazsa olmaz aslında bu olmadığı takdirde de hata teşkil eden bir süreç. Şayet yabancı hastaya bakıyorsa. Sağlık Bakanlığı tarafından yine ruhsatı bulunuyor olması. Bunlar olmazsa olmaz kriterler. Bunların dışında ek olarak bizim kalitelerimizi yükseltecek akreditasyonlara gereksinimimiz olduğunu ve bunu da yurt dışına hem Türkiye içerisinde hem de yurt dışında hoş bir formda anlatıyor olmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğal bunun için kamu ve özel kesimin bir ortaya gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Doğal ki. şöyle sayılarla bahsedecek olursa. Türkiye’ye 1,5 milyondan fazla sıhhat turisti geliyor. Son vakitlerde artış gösterse de bizim gelirlerimizin çok fazla o artışla orantılı olmadığını görüyoruz. Şu anda 2,5 milyar dolar 2024’ün üçüncü çeyreğine kadar, yaklaşık 3 milyar dolar civarını gördüğümüzü iddia ediyoruz. Net sayılar çıkmadı natürel ki. 4 milyar doları da bu yıl için hedefliyoruz. Pekala bu sayı gerçekçi mi? Aslında kayıt dışılığı çok fazla olması sebebiyle her şeyin ortada olduğunu söylemek çok sıkıntı. Hasebiyle öncelikle bir kayıt dışılayla gayret yapıp ondan sonra gerçek veriye ulaşıp gerçek amaçlarımızı sonra belirlemesi gerekir diye düşünüyorum.
“Obezite manasında da yeterli sayılara sahibiz”
Tahmini olarak saç ekiminde dünyada birincisiyiz. Aramalara baktığımız vakit en azından. İş manasında çok önemli bir atak yaptık son yıllarda. Estetik de zati muhakkak bir ilime oluştu. Obezite manasında da güzel sayılara sahibiz. Fakat alışılmış bu öteki alanlara da yayılması öteki hiç gündeme gelmeyen termal turizmin devreye alınması yahut hasta yaşlı bakımı sıhhat turizmi olarak kıymetlendirilmesi üzere kalemleri de faal hale getirdiğimizde muhtemelen 10 milyar dolar civarına birkaç yıl içerisinde gelebiliriz diye düşünüyorum. Fakat öncelikle merdiven altını halletmemiz gerekiyor.
İşlemler yaptırırken en fazla bence dikkat edilmesi gereken şey sonuçta güzel bir araştırma yapmak gerekir. Sıhhatinizle alakalı bir mevzuyu düşünüyoruz. Bununla alakalı kesinlikle gerçek akreditasyonlara sahip olduğunu görmemiz lazım. Yani Sıhhat Bakanlığı’ndan ruhsatlı yerlere kesinlikle gidiyor olmak lazım. Tıpkı vakitte şayet sıhhat turistiyse bu gelen kişinin Sağlık Bakanlığı tarafından verilen uluslararası Sıhhat Turizmi yetki evrakına sahip oluyor olması. Artık Sıhhat turizmi, Memleketler arası Sıhhat Turizmi yetkili evrakı var. Evet bunu bununla birlikte başka hani kullandığı gereçten tutun kliniğin nitekim bir klinik olup olmadığını adresini araştırma, hekimleri araştırma üzere çeşitli araştırmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Olağan ki burada hasta tecrübeleri de çok değerli. Kliniklerimiz hasta tecrübelerini önemli yatırımlar yapmaya başladı. Bu da markalaşma ile alakalı yapılan çalışmalara giriyor.
“Türkiye, dünyada en çok hasta kabul eden ülkeler sıralamasında birinci 5’te”
Sıhhat turizmindeki başarımızda hekimlerimizin donanımı, artan hastane sayısı, sıhhat çalışanı, tıp merkezleri ve seyahat acentelerinin uzmanlaşmasının tesiri büyük. Türkiye, dünyada en çok hasta kabul eden ülkeler sıralamasında birinci 5’te. 2024 sonunda Türkiye bu alanda 4 milyar dolar gelire ulaşabilir ve hatta geçebilir. Bu artışın kalıcı ve sürdürülebilir olup olmadığı konusu ise epeyce muğlak. Her ne kadar dünyanın önde gelen sıhhat turizmi oyuncularından olsak da Türkiye’nin sıhhat turizminde başarısına pürüz teşkil edebilecek önemli hususlar var. Bölümde sıkça dillendirilen sıkıntıların yanında şimdi gün yüzüne çıkmayan ve bölümün geleceğini etkileyebilecek derin mevzuları da ele alarak sürdürülebilir bir sistem kurulabilmesi emeliyle tartışacağız ve bir yol haritası çıkaracağız.”
Kaynak : Haberler.com
