Endülüs, İspanya’nın güneyindeki bu büyüleyici bölge varlıklı kültürü ve tarihiyle herkesi kendine hayran bırakıyor. İslam, Hristiyan ve Yahudi kültürlerinin asırlarca yan yana yaşadığı bu topraklarda her kent farklı bir öykü anlatıyor.
Belki gitmedik lakin o sokaklarda dolaşmış, o atmosferi solumuş üzereyiz. Haydi gelin Endülüs kentlerini 12 farklı bilgiyle daha yakından tanıyalım!
1. Evvel Endülüs’ün geçmişine yakından bakalım.
Endülüs, tarihte Müslümanların hakimiyeti altında uzun yıllar kalmış akabinde Hristiyanlar tarafından geri alınmıştır. Bu süreçte İslam mimarisi ve kültürü bölgede derin izler bırakmış ve bugünkü yapılarının birden fazla bu varlıklı tarihi yansıtır hale gelmiştir. Endülüs’ün başşehri Sevilla olup Granada, Cordoba ve Malaga üzere değerli kentler barındırmaktadır. Her biri tarihi boyunca farklı inançların ve kültürlerin izlerini taşır. Bu kentlerde dolaşırken hem İslam hem de Hristiyan mimarisinin tesirlerini net bir halde görebilirsiniz.
2. Endülüs’ün mimari zenginliği tarihin derin izlerini taşıyor.
Endülüs kentlerinde gezerken göz alıcı binalar çabucak dikkatinizi çeker. Elhamra Sarayı ve Cordoba Cami-Katedrali üzere yapılar bu bölgenin mimari hazinesinin ne kadar varlıklı olduğunu gözler önüne seriyor. Mağribi mimarisinin ince işçilikle harmanlandığı bu yapılar güya geçmişten bir modül üzere yanınızda yürüyor. Dar sokaklarda yürüyüş yaparken her köşe başında sizi tarihle buluşturan yeni bir sürprizle karşılaşmak sahiden harika! Endülüs’ün her yeri tarihin derin izleriyle dolu ve bu izlerin ortasında kaybolmak adeta bir seyahate çıkmak üzere.
3. Flamenko, Endülüs’ün tutkuyla atan kalbi.
Flamenko, Endülüs’ün ruhunu yansıtan bir sanat formudur. Tutkulu ritimler, ateşli gitarlar ve güçlü sesler bir ortaya geldiğinde bu dans adeta canlanır. Sevilla’nın sokaklarında yürürken bir Flamenko gösterisine rastlamanız kaçınılmaz! Her figür bu tutku dolu dansla birlikte size bu bölgenin büyüsünü aktarır. Flamenko, Endülüs’teki her adımınızı daha da özel kılar!
4. Granada, dağların gölgesinde gizli bir tarih mirası.
Granada, Sierra Nevada Dağları’nın eteklerinde yer alır ve bilhassa Elhamra Sarayı ile tanınır. Kentte dolaşırken geçmişin izlerini taşıyan sokaklar ve konutlar sizi adeta vakitte bir seyahate çıkarır. Granada, öğrenci nüfusu ile canlı bir atmosfere sahip olsa da tarihi dokusu asla kaybolmamıştır. Albaicín bölgesindeki taş sokaklarda dolaşırken geçmişin büyüsüne kapılacaksınız.
5. Cordoba, dinlerin bir ortaya geldiği kent.
Cordoba, Endülüs’ün dini çeşitliliğini en hoş biçimde yansıtan kentlerden biridir. Kentin en göz alıcı yapısı olan Cordoba Cami-Katedral, birinci olarak cami olarak inşa edilmiş ve sonrasında kiliseye dönüştürülmüştür. Bu yapı İslam ve Hristiyanlık ortasında adeta bir köprü vazifesi görüyor. Bahar aylarında düzenlenen Patio Şenliği ise kenti bir çiçek bahçesine dönüştürüyor. Rengarenk çiçeklerle süslenmiş avlular Cordoba’nın büyüsünü artırıyor. Bu kentte dolaşırken farklı dinlerin ve kültürlerin bir ortada ne kadar hoş harmanlandığını hissediyorsunuz!
6. Sevilla, Endülüs’ün en canlı kenti.
Sevilla, Endülüs’ün kalbi olarak anılıyor ve bu unvanı sonuna kadar hak ediyor. Alcázar Sarayı, La Giralda Kulesi ve Plaza de España burada kesinlikle görmeniz gereken yerler ortasında. Ayrıyeten Guadalquivir Irmağı boyunca yapacağınız bir tekne gezisi Sevilla’nın hoşluklarını apayrı bir açıdan keşfetmenizi sağlıyor. Nisan ayında düzenlenen Feria de Abril şenliği ise kente adeta bir karnaval havası katıyor, sokaklar dans ve müzikle dolup taşıyor!
7. Malaga, Akdeniz’in sanat dolu liman kenti.
Malaga, ünlü ressam Pablo Picasso’nun doğduğu kent olarak öne çıkıyor. Bu kent yalnızca sanatıyla değil Akdeniz’e bakan plajları ve lezzetli deniz eserleriyle de ünlü. Malaga’da Picasso Müzesi’ni ziyaret ederek sanatkarın yapıtlarını görebilir kentin çağdaş ve tarihi dokusunu bir ortada hissedebilirsiniz. Denize yakınlığı ve canlı atmosferiyle Malaga keşfe kıymet her vakit taze bir yer!
8. Cadiz, Avrupa’nın en eski kentlerinden biri.
Cadiz, 3000 yıllık tarihiyle Avrupa’nın en eski kentlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Atlantik Okyanusu kıyısında yer alan bu liman kenti beyaz badanalı meskenleri ve dar sokaklarıyla Endülüs’ün kıyı kasabası havasını yansıtıyor. Cadiz Karnavalı ise hem lokal halk hem de turistler için büyük bir cümbüş kaynağı. Burada renkli kostümler ve coşku dolu anlar sizi bekliyor!
9. Ronda, uçurumun kenarındaki kent.
Ronda, El Tajo Kanyonu üzerinde yer alan ve nefes kesici görüntülere sahip bir kent. Tarihi köprüleriyle ünlü olan Ronda hem tabiat hem de tarih tutkunları için eksiksiz bir durak. Hemingway ve Orson Welles üzere ünlü muharrirlerin da bu kente olan hayranlıkları Ronda’nın ilham verici atmosferini ne kadar özel kıldığını gösteriyor.
10. Jerez, şarap ve atların kenti.
Jerez de la Frontera, dünyaca ünlü sherry şaraplarının doğduğu yer olarak biliniyor. Kent, şarap imalathaneleri ve klasik İspanyol at şovlarıyla dolup taşıyor. Burada şarap tadım cinsleri yapılacak en keyifli aktivitelerden biri. Ayrıyeten Jerez Flamenko şenlikleriyle de epey ünlü!
11. Jaén, tarihi kalıntıları ve şatolarıyla büyülüyor.
Jaén, yalnızca zeytinyağıyla değil tarihi kalıntıları ve etkileyici şatolarıyla da dikkat çekiyor. Kentteki Jaén Kalesi, en yüksek noktada harika görüntüler sunuyor. Ayrıyeten Antik Romalılara ilişkin Baeza ve Úbeda üzere yakındaki kentler UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Jaén, varlıklı tarihi mirasıyla tarih severler için keşfedilmeyi bekleyen bir hazine sunuyor!
12. Huelva, Kristof Kolomb’un seyahate başladığı kent.
Huelva, Kristof Kolomb’un Amerika’ya yelken açtığı limana mesken sahipliği yapıyor. Bu kent doğal hoşlukları ve tarihi dokusuyla dikkat çekiyor. Huelva’nın kıyı kasabaları ve ulusal parkları doğaseverler için olağanüstü keşif noktaları sunuyor. Kolomb’un ayak bastığı bu topraklarda dolaşmak tarih ile doğayı bir ortada yaşamak için mükemmel bir fırsat!
Kaynak : Onedio.com
